DİĞER
"Karamustafa’nın yerleştirmesi kriz ve olası şiddeti mekân, nesneler ve sesler üzerinden gösterirken, Nesli Türk odağına bedeni alıyor: bir patlama sonrası hali andıran, ‘kan revan’ içinde kalmış, tuvalden taşacakmış gibi duran ‘taşan’ ve ‘aşırı’ bedenler."
“'Birlikte nasıl çalışırız?' sorusu üzerine odaklanan 8. Çanakkale Bienalinin ekibi, sanatçıları ve sanatçı inisiyatiflerini 'Birlikte nasıl üretebiliriz?', 'Birlikte nasıl yaşarız?', 'Birlikte nasıl çalışırız?' gibi sorular üzerine düşünmeye davet etmişler ve sonuçta da ortaya takımyıldızları andıran, bol konuşma ve etkileşimli, ‘festival’ havasında bir bienal çıkmış."
Kyriaki Mavrogeorgi / Esma Ekiz / Erol Akyavaş / Nakamura Yuta
Oradalar II / İpek Yücesoy, Cyclope / Carlos Casas
Nur Horsanalı, Ulya Soley ve Eylül Şenses’den oluşan Bienal’in Genç Küratörler Grubu ile 5. İstanbul Tasarım Bienali ve 'Empatiye Dönüş: Birden fazlası için' tasarım teması üzerine konuştuk; tabii ki tasarıma bakış açılarını da...
Varoluşu gereği doğaya zarar vermesi kaçınılmaz olan kapitalin bir ekolojik retorik üretmesi inandırıcılıktan çok uzak
Bir “siyasî iktidar”ın bir “kültür” yaratması kolay değil ama varolan kültüre müdahale etmesi, bir şeyleri durdurması, yasaklaması buna kıyasla çok daha kolay. AKP’nin de “kültürel hegemonya” arayışında dönüp dolaşıp geleceği yer burasıdır
AKP’nin, Cumhuriyet dönemi kültür ve sanatının sembolü hâline gelmiş Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkmaktan, “Senin de bir sanatın var” sloganıyla bienal düzenlemeye vardırdığı çizgide aldığı sonuç; kültürel bir ağırlık kuramamaktan sürekli yakınmak oldu
Kendi kişisel tarihini, “bentarih” okumasını ve tezini kuvvetlendirmek için ortaya bir tür “mağdurlar/madunlar” toplamı (belki de bandosu kuruyor demek daha doğru) oluşturur... Ece Ayhan bir tarih toplayıcısı aslında
Mardin çok dilli, çok kültürlü ve birçok farklı geleneğin kaynaşma noktası; bu çoğul altyapı bienal için en başından bir artı...
İstanbul Bienali artık iktidarın temsil ettiği forma uymuyor, zaten uyması da mümkün değil. Bu nedenle karşımıza Yeditepe Bienali gibi bir "formül" çıkıyor. Küratörünün ve sanatçılarının adını daha önce hiç duymadığımız bir bienal...
Modern edebiyatın başlangıcına dair şecerelerin vazgeçilmezi Namık Kemal, yeni bir edebiyatın başlangıcını meşrulaştırmak için öncelikle zemini hiçleştirir. Ancak yabancı bir edebiyatı model alarak yeni bir edebiyat başlatmak nasıl meşrulaştırılacaktır?
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.